Sessiz Orkestra

Bir orkestra şefi saygınlığı var üzerinde. Bütün sesleri içine alacak kadar geniş bir göğüs kafesi var. Sesler burada hürriyetine kavuşuyor. İşte yeni bir lisan.  Keman yayları başlarını kaldırıyorlar önce, dimdik. Nefesler küçük bir yolculuktan sonra atmosferle tanışıyor. Bütün parmaklar tellerde. Teller üşüyor ama birazdan ısınırlar. Ses yükseldikçe başı yukarı kalkıyor, çenesini sıkmış belli. Şiddet arttıkça omuzları kalkıyor. Bütün sesleri içine alıyor, koruyor sanki onları. Ama saklamak değil bu. Herkes şahit. Sert bakışları var, çellolar meydanda ama düşmekteler azar azar. Tereddütlü bazen ve o an bütün enstrümanlar kazananı olmayacak bir yarışa giriyor. Cesur ve vakur, koşuyorlar. Boşuna… Vazgeçecek işte, mola hiç bitmeyecekmiş gibi görünse de birazdan kaldığı yerden devam edecek zaman. Ufak bir duraksama ve farkına varış… Varış noktası yine keskin bir vuruş. Bütün gözler on telde. Her tele bir parmak düşüyor. Avuç içleri küskün. Sesler ısrar ediyor ama kırılacak, biraz daha hırpalıyor kendini. Güneş değince griye çalan yeşillik yeni fark edilecek. Sis dağılınca anlıyorum orkestrada herkes siyah giyinmiş bugün. Bütün sesler evde.

Kafesin kapısı kapanıyor.

Son Öyküler

Loading...