Gönüllü Rehberler! Toplaşın! :)

Üniversite hayatımın ikinci senesine başlamadan, bacağımı kırmış ve okuduğum şehre okulların açılmasından sonra bir ay geç gelmiştim. E tabii biz gelene kadar (ben ve medikal değneğim) hem yurtta hem okulda herkes kaynaşmış, yeni gelen masum yavruların dertlerine bir nebze de olsa devâ olunmuş, yollar tarif edilmiş ve çılgın üniversite/yurt hayatıyla ilgili gerekli malumat verilmişti. Bu ufak rötarım yüzünden, yılların çilesini çekmiş abla imajı verip ‘Yaa ben nasıl alışıcam yaaa!’ diye ağlanan omuz olmanın ne demek olduğunu anlayamamıştım. Tabii bir sonraki sene, okul açılmadan geldim yurduma. Bol iç çekmeli, ağlamaklı bir yolculuktan sonra yurtta gördüğüm manzarayla hemen kendime geldim ve dedim ki: ‘Bre Feyza! Ağlamak senin neyine ulen?! Haydi iş başına!’ Etraf şaşkın şaşkın ne olduğunu anlamaya çalışan, kedi yavrusu kadar masum ve geleceğe beslediği umuda birkaç günlüğüne ara vermiş gibi görünen genç kızlarla doluydu. Hemen işe koyuldum. Gördüğüm her yeni fidanla tanıştım, her türlü ihtiyaçta aramalarını tembih edip telefon numaramı verdim, anlattım da anlattım. Yurtta ilk gün çok gariban geçer, bilen bilir. Kimisi kolay uyum sağlar ama kimisi de ‘Ben kimim, neredeyim ben?!’ diye ağlamaklı ağlamaklı dolaşır. Gözleri dolanları teselli edip, neşemi paylaştım. Okuldaki birinci sınıfların ise daha ilk günlerden, üzerlerine gökten zembille gümbür gümbür inen derslere ‘konular yetişmiyooo!’ diye haykırdıklarını duyar gibiydim. Üst sınıflardan tanıdığı olanlar biraz şanslıydı tabii ama alacakları kitapların fiyatı daha önce görmedikleri iki haneli sayılarda gezindiğinden herkes şok olmuştu. (Bilmiyorlardı ki ileride üç haneli sayıları da göreceklerdi) Elimizdeki kitaplardan işe yarayanları dağıtmaya uğraştım, koridorda merdivende mescidde şaşkın tipli bir sürü insanla tanıştım. Nice yollar tarif ettim, gezi rotaları hazırladım, hep yanlış bindiğim otobüsleri dikkat ve özenle, üstüne basa basa anlattım. 🙂

İnsan her geçiş döneminde sudan çıkmış balığa dönüyor. Gerçek manada nasıl denizden çıktığımızda karaya bir süre alışamıyorsak şehir, okul, iş yeri, ev vs. değiştirdiğimizde de bir süre ‘Bu ne ya, hep böyle mi olacak, alın beni burdan!!’ gibi hallere giriyoruz. Özellikle  üniversiteye, yurt ortamına alışmak öyle bir sıkıntı ki! Hele lisede harıl harıl ders çalışmaktan başka bir işe bakamayanlarımız ne de zorlanıyor. Hastaneye nasıl gideceğini, pazarda markette nasıl portakal seçeceğini, atm sırasında haksızlığa uğradığında nasıl tepki vereceğini bilmiyor, bilemiyor. Yanlış otobüslere biniyorlar, nereye nasıl gidilir bilmediklerinden dışarıya çıkmıyorlar,  şehirde neler yapılır nerelere girip çıkılır bilmediklerinden gitmeye de çekindiklerinden şehrin sıkıcı olduğunu düşünüp boyuna derslere veriyorlar kendilerini. Bu da gencecik yavruları yalnızlaştırıyor, kendi dünyalarında ders-okul-yurt üçgeninde sıkışıp kalıyorlar. (Ben de aslında bir gencecik yavruyum fakat üniversitede&yurtta edindiğim hepi topu iki buçuk yıllık tecrübem ve anaç ruhum bütün yeni gelen öğrencileri etrafıma toplayıp her biriyle teker teker ilgilenme, şefkatle bağrıma basma isteği oluşturuyor bende 🙂 ) Keşke onların çekingenliğini, samimiyetiyle söküp atacak, yol yordam gösterecek koca yürekli güzel gönüllü insanlar bu üçgenden çekip çıkarsa onları. Parasını nasıl kullanması gerektiğini, hayır hasenat işlerinde ölçüyü, insanlarla iletişimi, hocasına nasıl e-posta göndereceğini bir bir öğretse. Dokümanlar, haritalar, rehberler hazırlasa ve sürdürülebilir hale getirse. Böylece belki de lojistiği sağlanmış yani teknik bilgi ve fiziksel ihtiyaçları sağlanmış öğrenciler keşfe çıkacak ve daha üretken, neşeli ve paylaşımcı olacaklar, kim bilir.

Aslında bulunduğumuz her ortamda, yaşadığımız her süreçte, kısaca yürüdüğümüz her yolda arkadan gelenlere yol göstermek, taşları kaldırmak, yönlendirici tabelalar koymak, yolu aydınlatmak ne kadar önemli. Böylece yol daha güvenli, ulaşım daha kolay olur sanki. 🙂  Bir ürün veya hizmet satın alacağımız zaman nasıl da ihtiyaç duyuyoruz ‘kullanıcı yorumları’na. Beni buradan kim duyar bilmiyorum ama bunu okuyan herkesi alenen davet ediyorum dostlar!: Buyrun, hepimiz tecrübelerimizi paylaşalım, herhangi bir platformda, video, ses veya yazı yoluyla (hatta belki çizim) aktaralım bildiklerimizi. İnsanın kullandığı her bir alete, imkana, ürüne ve hizmete dair o kadar işe yarayacak tecrübe paylaşımı yapabiliriz ki. Bence bir hayır duası yeter buna karşılık, o da olmazsa canı sağ olsun her kimse. 🙂 Haydi Allah’a emanet!

Resim: Tuffix

10 Yorum

  1. Deli Fişek

    23 Nisan 2019 at 23:16

    Helal!

  2. Rukiyaa

    23 Nisan 2019 at 23:54

    Almanya da bir arkadaş grubu şehre yeni gelen öğrenciler için şehrin camii/mescitler, helal restoran, helal kasap ve türk/arap bakkallarının listesini çıkarmıştı.
    Çok kişi duacı olmuştu. O geldi aklıma. Allah razı olsun 🙂

  3. fecca

    24 Nisan 2019 at 00:39

    Allah razı olsun ne güzel bir hareket. Büyük ihtiyaç. 🙂 Paylaştığınız için teşekkürler. 🙂

  4. Esra Nûr Özçelik

    24 Nisan 2019 at 08:09

    Feyza Ablacığımmmm!:) Bu davetin, ince gönüllülüğün için minnettarım. Bana da bir ‘abla’ olup anaç ruhunla yolumu açtın bazı noktalarda. Şehir de uçup kaçarken yalnız olmadığımı hissettirmen bile kâfiydi. Ve sen aktarımlarını dâima paylaştın. Minnoşsun minnoşşş! Ben de bir küçümen olarak, senden gördüklerimi hayata geçiyorum. Ayarlıyoruz işte bir şeyler ehehe(burada yazar biraz şımarıp göz kırpar okura)
    Şimdi şöyle ki, bu çorbada benim de tuzum olsun. Gördüklerimi buraya bırakayım… Benim de sevimli mi sevimli bir okulum var. Karaman/Camili1 de bulunan Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi. Ve ben bu sene mezun oluyorum(yazar burada biraz ağlamaklıdır) Şayet ki okulumda olan/seneye okuluma gelmek isteyen tanıdığınız veya ahbap çocuğunuz olursa benimle iletişime geçebilirsiniz. Onlara ilgilendikleri alanlara göre kitap listeleri ulaştırayım, ön-okumada ihtiyaçları olacak kitaplar bile ulaştırabilirim. Her yıl alt dönemler için farklı okuma listeleri hazırlıyorum. Bu benim okuduğum düşünyapıma göre değiştiği için ve biraz da kapsamlı olsun diye. Gördüklerimi aktarmayı seven biriyim. Ve hazır Feyza Ablaşum bu platform hazırlamış, burayı da değerlendirelim. Zirâ sürdürebilirmiş hakikaten mühim. Ve çok anlamlı! Velhasılı kitap mitap işlerin de derdi olan olursa beniiiiiii bulun efenim.
    Feyza Abacım, son olarak sana da buradan bir selâm çakıyorum!

  5. Esra Nûr Özçelik

    24 Nisan 2019 at 08:17

    al.azgeyve07@gmail.com
    adresine ‘Selâm’ yazmanız yeterlidir. Size mail yoluyla liseteler ulaştırabilirim. 🌿☺️

  6. fecca

    24 Nisan 2019 at 13:19

    Aleykümselam Esra Nûrum, bal kuşum, heyecanına kurbaney. Helal olsun sana. 🙂 Teşekkür ederim güzel katkın ve çalışmaların için, çok sevindim!

  7. Şeyma Bakar

    25 Nisan 2019 at 20:37

    Güzel yürekli, güzel düşünceli kardeşim benim.. Heyecanın daim olsun inşallah, tecrübenle nice ürkek gönüllere ulaşıp yoldaş olacağına inanıyorum. Geçtiğimiz yolları geçenlerin önündeki taşları kaldırıp kenara koymak ve yüzündeki endişeleri silip ufak bir tebessüm yerleştirmek de nasip işidir. Inşallah nasibi olanlardan oluruz güzel kardeşim, heyecanına ortağız, elimizden geleni yapmaya da hazırız inşallah 🙂 selamlar, sevgiler..

  8. fecca

    25 Nisan 2019 at 22:29

    Sağ olasın Şeyma ablacığım, yorumunu okuyunca çok mutlu oldum, üzerimizde emeğiniz büyük, Allah razı olsun! 🙂

  9. Hasret Cennet Kurtaran

    28 Nisan 2019 at 16:10

    Feyzoşcum yine çok güzel ve faydalı bir çalışma yapmışsın eline ve yüreğine sağlık. Sekiz yıllık yurt tecrübesine sahip biri olarak anlattığın çoğu şeyi ya yaşayıp öğrendim ya da yol gösteren kardeşlerimizden, Allah razı olsun. Gerçekten önemsiz gibi görünen birinin hiç bilmediği bir şey olabilir yardımcı olabilirsek ne mutlu:) “Nerede ekildiysen orda çiçeklen! ” manasına binaen bizde etrafimızı da çiçeklendirelim inşallah..

  10. fecca

    28 Nisan 2019 at 17:33

    Hasretim, teşekkür ederim güzel yorumun için. Ne güzel bir kelâmıkibar. 🙂

Bir yorum yaz!