Bu fotoğrafa bakınca, zihnimize kazınan kadın yüzünün ne kadar tek tipe dönüştüğünü düşündüm bir an. Alınmış kaşlar, sivrilmiş ve kalkmış burun, öne çıkan dudaklar, hatları daha belli olan bir çene, rimelli kirpikler, şişman değil zayıf olma hali, duygu karmaşası içinde gizemli haller… Bu modern bir “güzel kadın” prototipi. Çevremizde de birçok kadın bu prototipi edinmek için çok uğraş veriyor malum. E ne yapsınlar, erkekler de böyle kadınları tüketiyor, arz talep meselesi. Halbuki mavi kürenin üzerinde öyle farklı yüzler, öyle renkli dünyalar, “güzel”in binbir tonu var ki, hepsi keşfedilmeyi bekliyor. Koskoca bir Çin var mesela, orada da güzel kadınlar var, ama o güzellik hiç batının ürettiği prototipe benzemiyor. Hele Pakistan’ın ara sokaklarında dolaşan nice güzellikler var, Kongo’da simsiyah bir tenin içinde güzel olanlar var mesela. Güzel yaşlılar var, güzel çocuklar var, güzel kalpler, güzel dünyalar var. Bizde ise “güzel”, binbir rengin arasında sadece bir rengin açık bir tonuna sıkışmış durumda, o da beyaz tenli sarışın bomba, tüketmelik.
Güzeli yeniden konuşmalıyız sanıyorum, güzelliği yeniden tanımlamalı ve izini sürmeliyiz, böylece “en güzel”e varabiliriz. Güzelliğin membâında ebedi kalabiliriz belki o zaman. Keşke o “en güzel” bizi bulsa, “işte buradayım, şu yolu izle, beni bul” deseydi de hemen onu bulsaydık. 🙂 Kimbilir, belki demiştir, birileri de çoktan yola koyulmuştur.
Selâm ile. 🙂
Bu güzel ve bir o kadar sarsıcı yorum için teşekkürler! 🙂
Ben de insanların muazzam farklılığı karşısında ‘güzel’in tek oluşunun çok adaletsiz olacağını fark etmiştim ve güzelliğin iki veya üç boyutlu bir şeyden ibaret olmadığını düşünmüştüm. Bu yorum tuz biber oldu. 🙂
Deli fişek
28 Aralık 2017 at 17:04Bu fotoğrafa bakınca, zihnimize kazınan kadın yüzünün ne kadar tek tipe dönüştüğünü düşündüm bir an. Alınmış kaşlar, sivrilmiş ve kalkmış burun, öne çıkan dudaklar, hatları daha belli olan bir çene, rimelli kirpikler, şişman değil zayıf olma hali, duygu karmaşası içinde gizemli haller… Bu modern bir “güzel kadın” prototipi. Çevremizde de birçok kadın bu prototipi edinmek için çok uğraş veriyor malum. E ne yapsınlar, erkekler de böyle kadınları tüketiyor, arz talep meselesi. Halbuki mavi kürenin üzerinde öyle farklı yüzler, öyle renkli dünyalar, “güzel”in binbir tonu var ki, hepsi keşfedilmeyi bekliyor. Koskoca bir Çin var mesela, orada da güzel kadınlar var, ama o güzellik hiç batının ürettiği prototipe benzemiyor. Hele Pakistan’ın ara sokaklarında dolaşan nice güzellikler var, Kongo’da simsiyah bir tenin içinde güzel olanlar var mesela. Güzel yaşlılar var, güzel çocuklar var, güzel kalpler, güzel dünyalar var. Bizde ise “güzel”, binbir rengin arasında sadece bir rengin açık bir tonuna sıkışmış durumda, o da beyaz tenli sarışın bomba, tüketmelik.
Güzeli yeniden konuşmalıyız sanıyorum, güzelliği yeniden tanımlamalı ve izini sürmeliyiz, böylece “en güzel”e varabiliriz. Güzelliğin membâında ebedi kalabiliriz belki o zaman. Keşke o “en güzel” bizi bulsa, “işte buradayım, şu yolu izle, beni bul” deseydi de hemen onu bulsaydık. 🙂 Kimbilir, belki demiştir, birileri de çoktan yola koyulmuştur.
Selâm ile. 🙂
fecca
6 Ocak 2018 at 17:05Bu güzel ve bir o kadar sarsıcı yorum için teşekkürler! 🙂
Ben de insanların muazzam farklılığı karşısında ‘güzel’in tek oluşunun çok adaletsiz olacağını fark etmiştim ve güzelliğin iki veya üç boyutlu bir şeyden ibaret olmadığını düşünmüştüm. Bu yorum tuz biber oldu. 🙂
Allah en güzeli aramayı nasip etsin, selâmetle.